9 Haziran 2016 Perşembe

ANLAŞILDIĞINI BİLMEK / ŞULE SEDA AY

   Benzer yolların benzer patikalarından geçmiş/geçiyor olmasaydık kaleminden bu kadar etkileniyor olmazdım sanırım. Çocuklarımla olan iletişimimde, çocuklarımı kendimden korumak adına çıktığım otokontrol yolculuğumda yolumu aydınlatanlardan biri Şule Seda AY. Yine döktürmüş, kalemine sağlık. Lütfen okuyun:

http://m.hthayat.com//yazarlar/sule-seda-ay/1035522-anlasildigini-bilmek

7 Haziran 2016 Salı

HAFTA SONU KAÇAMAĞI

   Zaman zaman buraya günlük tadında yazı yazmak hoşuma gidiyor, biriktirdiğim anılarla ilgili arşiv de olmuş oluyor. İşte bu da o yazılardan biri.


   Geçtiğimiz hafta sonu ailece Konya/Aksehir'deydik. Hem ziyaret hem gezme olsun, hem çocuklar hem de bizim için değişiklik olsun dedik. Çok da iyi ettik doğrusu.

   Öncelikle kayınpederimin yanına gittik, eşimin köyüne. Çocuklar orada inanılmaz mutlu oldular. Çünkü gönüllerince koşup oynayacakları bir bahçesi var kayınpederimin. Kürekle kum aktardılar, tulumbadan su çekip ıslandılar, dalından erik ve dut yediler, asma filizinin tadına baktılar, vs. Karıncaları keşfettiler bir de. Gerçi biz de onların sayesinde keşfetmiş olduk. Kürekle kum aktarırken, kum yığınının içinde karınca yuvası olduğunu fark ettiler. Hafifçe kumu açtıklarında içeride bir karınca şehri çıktı ortaya. Yuvasi yıkılan karıncalar hemen yumurtalarını alıp kendilerince güvenli buldukları yerlere taşıdılar. Ardından hemen yeni bir yuva kurmaya başladılar. Yuva yapmak için açtıkları delikten, her biri bir adet küçük taşla çıkıyor, taşı belli mesafeye bırakıyor (hepsi aynı mesafeye bırakıyor), geri dönüşte mutlaka ayaklarıyla toprağı hafifçe eşeleyip yol açarak tekrar deliğe giriyor ve bu döngü her karınca için tekrar tekrar devam edip gidiyordu. Aralarındaki anlaşmaya, ne yapacaklarını bilen hallerine ve durmaksızın çalışmalarına hayran kaldık (not: karıncalara zarar verilmedi).
   Ertesi gün şehri turladik, eşimle anılarımızı tazeledik oğlumuza anlatarak. Oturduğumuz ev, alışveriş yaptığımız yerler, vs. Tabi Lezzet Lokantasından kuyu kebabı ve etli ekmek yemeden, Akşehir Evi'ni gezmeden, Hıdırlık Tepesi'nde oturup kahvemizi yudumlamadan, Güvendik Pastanesi'nden dondurma yemeden olmazdı, hepsini yaptık şükürler olsun. İçimizde kalan tek şey peynir baklavası oldu. Onu da çok özlemiştik ama kısmet olmadı. Ardından tekrar köye döndük.
   Köyde boş buldukları her an çocuklar ellerine kürekleri alıp kum aktardılar, karıncaları izlediler, toza toprağa bulandılar. Bana düşen de sürekli kıyafetlerini değiştirmek oldu. Dönüşte Konya Mevlana Müzesi'ne uğradık. Oğlum daha önce görmüştü ama hatırlamıyordu. Şimdi farkındalığı artmışken yeniden görüp anılarında yer etsin istedik.
   Sonrasında Ereğli 'ye uğrayıp koyun yoğurdumuzu aldık ve evimize döndük.

   Bu mini tatil, yıllardır aklımızda olan ve bir türlü hayata aktaramadigimiz bir şey için bize gaz verdi: kendimiz ve çocuklarımız için bir bahçe kurmak. Yaşadığımız yere yakın bir köyden küçük de olsa bir arsa alıp, istediğimizi ekip dikeceğiz. İki odalı bir de kulübe kondurursak çocuklarımız için bir nevi kamp hayatı da sunabileceğiz kısmet olursa.

   Yalnız, iki yaşındaki miniğim iki gün bahçe özgürlüğünü yaşayınca bir isyana, bir tribe girdi ki. Her şeye itiraz eder oldu. Mesela seni seviyorum bebeğim dediğimde bile "ommaş"(olmaz) diye itiraz ediyor hemen. Onu ne yapacağız bilmem.


Güller kayınpederimin bahçesinden. Daha fazlasını ve hatta karıncalar şehrini de eklemek isterdim ama o fotoğraflarda çocuklarım da olduğu için buraya koymamayı tercih ettim.

3 Haziran 2016 Cuma

DÜĞÜN HAZIRLIKLARI

   Kısmet olursa ağustosta kız kardeşimin düğünü olacak. Ve biz yaklaşık 1 yıldır onun hazırlıkları içindeyiz. Öyle ki, 2-3 aydır da gece-gündüz, çocukları uyuttuğum her an işlerin başına geçiyorum.
   Başlarken hedefimiz her şeyi kendimiz yapalım şeklindeydi. Başardık da şükürler olsun. Bu süreçte farkettim ki benim böyle süsleme işlerine elim gerçekten yatkınmış. Tasarımda da hiç fena değilmişim, e oldum ben o zaman :) . Şaka bir yana hem yorucu, hem de inanılmaz zevkli bir süreçti. Ben zaten bu tarz süsleme işlerine bayılırım. Bazen pes etme noktasına gelip keşke başka model düşünseydik dediğimiz de oldu ama sabırla bitirdik hepsini. İşte yaptıklarımız:

- Buzdolabı süsü olmak üzere lavanta keseleri (aslında lavanta kesesi demek basit kalıyor, kese, ürünün ufacık bir kısmı çünkü). Bizi en çok zorlayan, en fazla emek verdiğimiz ve en çok zaman alan şey buydu. Tam 570 adet yaptık.
- Kına keseleri. Bunu 350 adet civarında yapmış olabiliriz, sayısını net hatırlamıyorum.
- Gelin çiçeği, damat yaka çiçeği, gelin tacı. Bunlar muhteşem oldu. Bittiğinde bakmaktan en mutlu olduğumuz parçalar bunlar.
- Gelin ayakkabısı. Converse süsledik. Abartıdan mümkün olduğunca kaçınmaya çalıştık.
- Altın kesesi. Dikiş bilmez halimle, tamamen doğaçlama yaptığım farklı bir tasarım oldu, çok da cici oldu.
- Takı kurdelesi. Süsledik tabi ama yine tercihimizi sadelikten yana kullandık.
- Gelin kuşağı. Bu da çok cici oldu. Kardeşim kırmızı istemediği için (ben de kırmızı kuşak hiç sevmem) farklı renkler seçtik. Bir tanesini süsledik.
- Dantelli bir bileklik.
- Takı iğneliği. Kahkahalar atarak yaptık bunu. Malzeme ararken karşımıza öyle bir şey çıktı ki 10 dakika bile sürmeden iğneliğimiz hazırdı.
- Gelin masası için mumluk.
- Dış çekimde kullanmak üzere suslu bir şemsiye.
- Yine dış çekim için şapka.
- Kına tepsisi için süslü bir örtü. Orasından burasından ponponlar, tüller çıkan tepsilerden olsun istemedik.
- Davetiye. Tasarımı bize ait olduğu için, matbaada bastırılan davetiyenin süsleme işi de bize kaldı tabi.
- Şimdi de yeni gelin evi mis gibi koksun diye sabun süslüyorum. Tasarımı yine bana ait.
- Yelpaze. Hem düğünde hem de çekimlerde kullanacak. Bunu hazır aldık, hiç bir değişiklik de yapmadık.
 
 Tek eksiğimiz düğünde kullanacağı boncuklu taç ve gelin damat kadehleri. Onlar da bu aralar diğer kız kardeşimin ellerini öpüyor :)

   Önümüzde gelin evi yerleştirme ve ardından birisi kınayla birlikte olmak üzere iki ayrı düğün var. Ve her biri birbirine inanılmaz uzak mesafede. Ardından benim işe dönüş telaşım geliyor hemen bir hafta sonrasında. Hiç bir şey değil ama asıl gözümde büyüyen de o zaten.
 
   Şimdi hazırlıklar için yapılan masrafa gelince, toplam maliyeti bilemiyorum ama, başka yerlerden aldığımız fiyatlara göre bazı karşılaştırmalar yapabilirim:
- El çiçeği, yaka çiçeği, baş çiçeği: Baktığımız modeller genelde 350-450 tl arasıydı. Biz sanırım 50 tl den de az bir maliyet koyduk ortaya. Ve içimize çok sinen şeyler elde ettik. Bize göre hazırlardan daha güzel oldu.
- Converse: Yine 300 tl ye kadar fiyatlarla karşılaştık. Biz 50 tl ye falan mal ettik.
- Takı kurdelesi: İnternette çifti 25 tl olan gördüm. Biz 10 tl bile harcamadık.
- Davetiye: 600 adet davetiye için 300 tl si matbaaya olmak üzere toplamda 350 tl  kadar harcadık. İnstagram üzerinden bize 500 davetiye için 4000 tl fiyat veren bile olmuştu. Tanesi 8 tl yani.
 
   Tüm bu süreçte çıkardığımız dersler:

- Vaktin varsa, yapabildiğim her şeyi kendin yap.
- Malzemeleri alırken tek bir yere bağlı kalma. İnternetten, çok daha uygun fiyata malzemeler bulunabiliyor. Uygun bir maliyet icin dükkan dükkan gezmeye de üşenme. Özellikle instagram fiyatlar konusunda çok uçlarda. Satıcılar kaliteli malzeme kullandıklarını söylese de kanma, mantıklı düşün. Bir davetiye aşırı kaliteli olsa ne çıkar? Sonuçta insanlar düğün tarihine bakıp çöpe atmayacaklar mi? 350 tl neredeee, 4000 tl nerede. İnsaf yani, kimi kandırıyorlar.
- Bu süreçte en büyük yardımcın silikon ve silikon tabancası. En kullanışlı silikon tabancaları da 10 watt gücündeki küçük olanlar. Daha büyükleri küçük alanlar için hiç uygun olmuyor.
- Yapacağın hazırlıklar için model seçerken, modelin yapılışı ile ilgili tüm aşamaları gözden geçir. Lavanta keselerimiz bizi son derece zorladı zira. Zorluk derecesini şöyle anlatayım: Normalde hazır malzemelerle basit bir lavanta kesesi ortalama 1,5-2,5 tl arası fiyatla satılıyor. Ben, bizim modelimizi satıyor olsam 4 tl altında kesinlikle satmam. Bu işin ticaretini yaparsam da o modelle uğraşmam :)
- Bu tarz hazırlıklar için düğüne çok var diyerek tembellik yapma. Mümkün olan en erken zamanda başla ki düğün yaklaşırken iki ayağın bir pabuca girmesin. Böylece işini erkenden bitirip, keyifle düğün vaktini beklemek kalır. Biz, misafirler için yapılacak yemek menülerini bile ayarladık. Yaptıklarımızı, kına malzemesi, takı töreni malzemesi, kuaföre giderken götürülecekler, vs şeklinde de ayırdık kolaylık olsun diye. Vakti geldiğinde her şey tıkır tıkır işlesin inşAllah. Allah'ım sorunsuz, kolayca atlatmayı nasip etsin.
- Kıyafet alışverişi için internetten bolca faydalan. İndirimli ürünlere mutlaka göz at, ürün bilgilerini, manken ölçülerini, vs mutlaka incele. Ürünü alacağın firmayla ilgili tüketici şikayetlerini oku. Ben her iki düğün için aldığım abiye elbiseleri internet üzerinden getirttim. Üstelik çok uygun fiyatlarla. Çok da içime sindi.

   Bu kadar yazdım ama maalesef yaptıklarımızın fotoğraflarını ekleyemiyorum. Düğünde, hazırlık fotoğraflarını da içeren slayt gösterisi olacağı için gelin hanımdan izin yok.

   Kalın sağlıcakla...