30 Ağustos 2015 Pazar

BEBEĞİMDEN ÖNCE...ANNE OLANA KADAR

Yıl 1999, günlerden 12 Kasım.
   Üniversite 2. sınıf öğrencisiydim o zaman. Arkadaşlarla bizim öğrenci evinde toplandığımız bir akşam, önce yüksek bir ses işittik. Sanki bir kamyon binaya çarpmış gibi. Ardından gelen yıkıcı sarsıntıyla neye uğradığımızı şaşırdık. Deprem olduğunu anlamamızla çığlıklarımız birbirine karışmaya başladı. Sarsıntı durduğu anda merdivenlere koşarak aşağı inmeye başladık. Molozların üzerinden atlayarak, dışarıda kaçışmakta olan arabaların, yıkılan duvarlardan giren giren ışıkları sayesinde inebildik aşağıya. Kazan dairesinde yangın da başlamıştı. Ölenler, yaralananlar, enkaz altında kalanlar, çığlıklar, panik halinde ve ne yapacağını bilemeden sağa sola koşturan insanlar... Bir şekilde o ortamdan kurtulup memleketime dönebildim aklım Bolu'da kalarak. Allah'ım ömür vermiş demek ki.
(fotoğraf, boluekspres.com'dan alıntıdır,)

Ardından çadırkentte yeniden, ama çok farklı şartlarda başlayan öğrencilik günlerim sayesinde, hayatın gerçekleriyle yüzleşmeye başladım. Eşimle tanışmamız da çadırkent günlerine denk geldi. O da üniversitede öğrenciydi, ortak arkadaşlarımız sayesinde tanıştık. Çadırkent ve prefabrik hayatımız, belki sonra başka bir postun konusu olur. Neler yaşadığımız, bize neler kazandırdığı,bizden neler götürdüğü, vs.
                                                         (medyatimsah.com'dan alıntı)
  

Yıl 2000, günlerden 8 Nisan.
   Arkadaş grubumuzla, Gölcük'te piknik yapmaya karar verdik, alışverişimizi yaptık, aracımızı ayarladık.Bahardı, hava güzeldi. Belki biraz soğuk olabilir ama ne de olsa Bolu'daydık, normaldi. Sabah erkenden kalkıp yola çıkacaktık. O da ne, sabah kalkıp çadırdan çıkınca bembeyaz kar manzarasıyla karşılaştım. Gece usulca yağmış, ne de çok severim karı, karlı kışı, bembeyaz manzarayı. Kışın tadı bence. Diğerleri de manzarayı görünce herkes tereddütte kaldı, pikniğe gitmesek mi diye. Eşimde bir panik, meğer ben gitmekten vazgeçerim diye korkmuş. Velhasılı kelam, toplanıp pikniğe gittik ve hayatımın en güzel pikniğiydi benim için.Hala karda piknik yapmamış olanlar varsa, kesinlikle tavsiye ederim. 
   Orada, Gölcük'ün o muhteşem kar manzarası eşliğinde aldım evlenme teklifini.
                                                (fotoğraf, boluekspres.com'dan alıntıdır)
                                                  (fotoğraf, aktifhaber.com'dan alıntıdır)
Günlerden 5 Ağustos.
   Nişanlandık.

Yıl 2003, yine günlerden 5 Ağustos.
   Evlendik. 

Yıl 2005, günlerden 13 Ağustos.
   Bedenimde bir misafir taşıdığımı öğrendim. Şaşkınlık ve garip duygular içindeydim. İlk birkaç ay hiç anne olacakmışım gibi gelmedi. Ta ki bebeğimi hissedene kadar.
   
   İşte böyle başladı benim, bizim hikayemiz. Allah'ım  sağlıkla, mutlulukla ve huzurla daim etsin inşallah.

Hiç yorum yok: