13 Aralık 2015 Pazar

BEBEKTE EK GIDAYA GEÇİŞ

   Bebekte ek gıdaya geçişle ilgili internette zaten çok fazla bilgi var. O yüzden ben buraya blogumu da açma amacım olan kendi deneyimlerimi ve izlediğim yolu yazacağım.

   Büyük oğlumu zaten çoğunlukla mamayla beslediğim için, doktorumuzun tavsiyesiyle, 4,5 ayını doldurunca kahvaltıya geçmiştik. Öyle çok araştırmalı, çok detaylı bir geçiş olmadı. Ben bulamaç olarak kahvaltısını hazırladım, o yemedi, ben de tek tek verdim, hepsi bu :) Bu arada büyük oğlum lezzetler konusunda seçiciydi. Mesela kaşık mamasında sadece Bebelac yiyordu. Başka bir markanın ürününü asla ağzına almıyordu. Biberon maması olarak da Aptamil'den başkasını kullanamadık. Çünkü zaten tembel olan bağırsaklarına iyi gelen tek mama oydu. Evet, biliyorum, oğlumu mamayla besleyerek hiç de iyi birşey yapmadım. Ama çalışıyor olduğum için her ne kadar evde kendi pişirdiğim mamaları, çorbaları yedirsem de vaktim yeterli değildi, yetişemiyordum. Ayrıca oğluma annem baktığı için, eğer oğlumun yiyeceklerini hazırlamasını da istersem ona iyice yük olacakmışım gibi hissediyordum. Zaten zor durumda kaldığımız için bebeğime bakmaya başlamıştı, daha fazla yük olmamalıydık(o zamanki düşüncem).
   Küçük oğlumun bakımı için ise ücretsiz izin almış olmak gibi bir şansım olduğudan (Allah'ıma bin şükür), hiç mama kullanmadım (yoğun bakımda kaldığı gece hariç). Bebeğim 6 aylık olana kadar sadece anne sütüyle beslemeye kararlıydım. Elhamdülillah nasip oldu. Yalnız, 5. aydan sonra, farklı tatların da olduğunu algılaması için sebze-meyvelerden ya da yemek sularından sadece dilinin ucuyla tatmasına izin verdim.
 
   Bebeğim 6. ayını doldurunca, heyecanlı bir süreç başladı benim için. Uzun uzun araştırmalar yaptım. Bu süreçle ilgili birçok bilgi edindim. Buna göre, öncelikle dikkat edilmesi gereken nokta şu ki, bebekte yeni gıda denemeleri yaparken üç gün kuralı diye bir olay var. Yani verdiğiniz her yeni besini, sade olarak, başka şeylerle karıştırmadan veriyor, kakasında ya da vücudunda bir tepki olup olmadığını kontrol ediyoruz. Kakada mukus, kan, ishal, popoda kızarıklık, pişik, sivilceler, vücudunda döküntüler, egzema tarzı kızarıklık ya da kaşıntı olabilir. Bunlar, bebeğinizin, verdiğiniz gıdaya karşı alerjik tepkiler gösterdiğinin işaretleridir ve derhal o gıdayı kesmek gerekir. Hatta emziriyorsanız, siz de bebeğinizin tepki gösterdiği gıdaları tüketmeyerek diyet yapmalısınız. Alerji konusunda Alerjik Anne 'yi ve Facebook'taki Alerjiyle Yaşam Platform'nu  takip etmenizi tavsiye ederim. Bende ve büyük oğlumda bazı alerjiler mevcut olduğu için, deneme sürecine üç gün değil, bir hafta olarak karar verdim.
   Bir diğer önemli husus da, gıda denemelerine meyve ya da muhallebi tarzı şekerli yiyeceklerle başlamamak. Aksi halde, bebeğiniz tatlı besinlere alışıp sebze, yoğurt, vs tüketimini reddedebilir. Hatta bu durum, ilerideki beslenme alışkanlığını bile etkileyebilir.
   Bebeğin yemeklerini ilk bir yıl tamamen tuzsuz yapmak, baharat kullanmamak da önemli olan diğer hususlar.
   Bunlarla birlikte, bebek verdiğiniz gıdayı reddediyorsa yedirmek için ısrarcı olmamak, birkaç gün ara verip aynı gıdayı tekrar denemek de önemli.    

                                             
   Araştırmalarım neticesinde, kafamda bir plan oturttum. Buna göre, besin denemelerinde yoğurt-sebze-meyve sıralamasını takip edecek, 8.-9. ay civarına kadar vücudunun tepki verdiği besin olup olmadığını takip edecek, asıl besin maddesi yine anne sütü olmak üzere, ek gıdaların miktarını yavaş yavaş artıracaktım. Yani bu sürecin asıl amacı bebeği yeni tatlara alıştırmak ve ona dokunan gıdaları tespit edip beslenmesinden çıkarmak.
 
   Belirttiğim gibi, ilk denediğimiz besin ev yoğurdu oldu. Birçok kaynakta, bebeğin tüketeceği yoğurdun mutlaka her gün taze olarak mayalanması gerektiği, aksi halde artan laktik asitin böbreklerine zarar verebileceği yazıyordu. Benim bir de okula giden oğlum olduğu ve onun ihtiyaçlarını da karşılamak zorunda olduğum için bu pek mümkün değildi. Ama öyle bir haftalık falan yoğurt da vermedim. 2-3 güne bir mayalıyordum ve ekşimesine-tadının değişmesine izin vermeden yediriyordum. İlk zamanlar 2-3 çay kaşığı kadar yedi. Bu miktar zamanla arttı. İlk bir hafta yoğurdu deneyip bir sorun olup olmadığını gözlemledim. Herhangi bir sorun çıkmadı çok şükür.
   Ardından sebze denemelerine geçtim. İlk olarak kabak yedirdim. Sadece çok az suda buharda pişirir gibi pişirdim, püre haline getirdim ve verdim. Yine 2-3 çay kaşığıyla yetindi bebeğim. Kabağın ardından başta havuç olmak üzere diğer sebzeleri de tek tek denedim (patlıcanı 1 yaşından sonra vermeye başladım).
Not: Domates denemenizi en azından 10-12 aylık olana kadar tavsiye etmiyorum. Oldukça alerjen bir gıda. Ben 10 ay civarında vermeyi denedim, vücudunda ciddi döküntüler oldu, poposunda yoğun kızarıklık ve sivilcelenmeler, pişikler oldu. Şu an 1,5 yaşını geçmiş olmasına rağmen domates alerjisi hala devam ediyor. Emzirdiğim için ben de tüketmiyorum. Salçasını bile kullanamıyorum.
   Kabak ve havuç denemelerinden sonra, armut vererek meyve denemelerine başladım. Armut-kayısı-elma ek gıdaya geçişte en çok önerilen meyveler.

                                
Not: Kivi, ananas, çilek yoğun alerjen meyveler olduğu için yine 1 yaşından önce bebeğinize bunları vermeyin. Hatta ananas ve kiviyi belki iki yaşına kadar bile vermeseniz daha iyi olur diye düşünüyorum.
   Verdiğim her besini, ilk bir iki seferinde püre olarak, daha sonra sebzeleri tam yumuşayacak şekilde pişirip çatalla ezerek, meyveleri ise rendenin ince tarafıyla rendeleyerek verdim. Amacım, ağızda pütür hissine alıştırmaktı.  

                                       

  Yoğurt-sebze-meyve denemelerinden sonra yavaş yavaş kahvaltıya geçtik. Yeşil halka oluşmayacak şekilde, kayısı kıvamında haşladığım yumurtanın 1/4 sarısı, 1/2 dilim beyaz ekmek, 1/2 ceviz rendesi ve suda bekleterek tuzunu iyice aldığım 1 tatlı kaşığı kadar beyaz peyniri anne sütüyle ıslatarak bulamaç halinde yedirdim. Ancak deneyerek farkettim ki, beyaz peynir bebeğimde alerjik tepkiye neden oldu. O yüzden onun yerine labne kullanmaya başladım. Zaman içinde yumurta miktarını da artırdım yavaş yavaş. Daha sonra kahvaltısına meyveleri de ekleyerek yedirdim.  Önceleri karıştırarak verdiğim kahvaltıyı zamanla tek tek vermeye başladım.1 yaş civarında, suda bekletip tuzundan iyice arındırdığım zeytini de kahvaltısına eklemek istedim, ancak yine ciddi alerjik tepkiler verdi. Ve zeytini hala yediremiyorum.
   Derken beslenmemize kuzu kıyması, 10 aylıkken doktor tavsiyesiyle balık, çorbalar, omlet çeşitleri, pankek-krep, yemekler, vs ekleyerek bizim yediğimiz her şeyi yiyecek duruma geldik. Bebeğim şu anda nohut-kuru fasulye-mercimek yemeyi reddediyor. Zorlamıyorum. Yemekleri az tuzlu. Hatta o tuz miktarına eşim ve oğlum da alıştı. Ne yemesi gerektiğini ben belirliyorum, ne kadar yiyeceğini ise kendisi. Eğer yemiyorsa, soğutmamak adına asla ısrar etmiyorum. Ve hala domates, zeytin, beyaz peynir alerjimiz devam ediyor. Bunun bir ilacı falan yok. Bu besinleri beslenmemizden çıkardık. 3 ayda bir çok az miktarlarla deneme yapıyoruz, zamanla geçmesini bekliyoruz.
Not: Bebeğimin beslenmesinde muhallebiye hiç yer vermedim. 1-2 kez deneme amaçlı olarak muhallebi verdim, sevmedi. Hala da yemiyor. Açıkçası muhallebiyi boşa geçmiş bir öğün olarak gördüğüm için benim de işime geldi. Onun yerine sebze, yoğurt ya da meyve yemesini tercih ediyorum.

   Ekmek vermeyi genelde tercih etmiyorum, çok da gerekli bir besin ögesi olduğunu düşünmüyorum çünkü. Alıştırmamaya çalışıyorum.
   Ayrıca, mümkün olan her gıdayı, parmak yiyecek şeklinde sunup elleriyle tutup yemesini, uygun yiyecekler için çatal ya da kaşığını kendi kullanarak yemesini teşvik ediyor, ihtiyaç duyduğunda ona yardım ediyorum. Buna bebeğin kendi kendini beslemesi yani BLW (baby led weaning) deniyor. blwturkiye 'yi inceleyerek bilgi alabilir, deneyimleri okuyabilirsiniz. Ayrıca burada da güzel bir yazı var bu konuyla ilgili. Yalnız baştan söyleyeyim, epey sabır isteyen bir uygulama. Bebeğiniz kirlenecek, ortalık kirlenecek, vs. Baştan epey bir önlem almak gerekiyor.

Bir not daha: görseller internetten alınmıştır.

   Bebişlere bol iştahlı, annelere bol sabırlı günler dilerim.

Hiç yorum yok: