1 Ekim 2015 Perşembe

KÜÇÜK BEBEKLE TATİL

   Tatilciler evlerine döndü, bayram bitti, okullar açıldı. Havalar da yavaş yavaş serinlemeye başladı. Bence tatil için en uygun, en güzel hava tam da sonbahar havası. Sıcak havayı sevmeyen ve yazın, yaşadığı yer sıcaktan kavrulan bir aile olarak, tatil tercihimiz genelde hem serin hem de çevresini rahatça gezip yeni yerler görebileceğimiz bölgelerden yana oluyor. Otellerde tıkılıp kalmayı pek tatilden saymıyoruz. Gezmeyi seven bir aileyiz.

   Bir keresinde, değişiklik olsun diyerek tatili Alanya'da geçirmeye karar verdik. Yaşadığımız pişmanlığı anlatamam. Öncelikle otel tercihimiz berbattı. Tesettür otel olarak internette biraz araştırma yaptım. Yazılan yorumlara da aldanarak Alanya Demirtaş Huzur Otel diye bir yerden rezervasyonumuzu yaptırdık. Daha otele girerken hayal kırıklığı yaşamaya başlamıştık. Zira, denize sıfır olduğu ve bayan-erkek plajlarının ayrı olduğu iddia edilen otel denize sıfır değildi. Denizle arasında koskoca anayol vardı, çevresinde trafik lambası veya üst geçit falan da olmadığından, denize ulaşmak için o tehlikeli yolu aşmanız gerekiyordu. Erkek ve bayan plajları ayrı değildi. Mevcut plaj, günün belli saatlerinde sadece erkeklerin ya da sadece bayanların kullanımına açılıyordu. Neyse, otele girişimizi yaptırıp odamıza çıktık. Aman Allah'ım o nasıl bir oda!!! Temizlikten eser yok. Hele o lavabo... Sanırım birisi biraz önce kusmuş, lavabo tıkandığı için tüm pislik de suyla birlikte öylece kalmış. Hemen resepsiyonu arayıp bu rezilliği anlattık, gelip temizlik yaptılar. Ama ben ondan sonra bile lavaboyu kullanırken musluğu peçetelerle tuttum, lavabonun hiç bir yerine dokunmamaya dikkat ettim. Tiksinmiştim bir kere. Oteli terk etme şansımız da yoktu, vakit geç oluyordu ve kalacak başka yer bulamayabilirdik. 


Otel bu

   Bir şekilde, boynumuzu büküp kaderimize razı olduk. Valizlerimizi açıp da yerleşmedik bile. Hemen ertesi gün kahvaltı sonrası oteli terk etmeye karar vermiştik çünkü. 
   Akşam yemeğine kadar havuzda vakit geçirmek istedik. Bayan havuzu ayrı Allah'tan. Adı tesettür otel ya. Bayan havuzu dedikleri yer, benim evimin salonu kadar bile yoktu sanırım. Küçücüktü yani. Ama işte el mahkum, annem, kız kardeşim, ben ve oğlum, otelin bize sunduğu bu tek imkanı da elimizin tersiyle itemezdik, yüzdük biraz. 



Bayan havuzu bu. Fotoğrafta büyük görünüyor biraz daha.

   Akşam yemeğine sıra geldiğinde, öncelikle açık büfe diye bir şey yoktu. Ateş yakılmış, mangalda balık pişiriliyordu, kime ne kadar yeterse. Şükürler olsun, yanına salata eklemeyi akıl edebilmişlerdi. Karnımızı doyurduktan sonra odamıza çıkıp yol yorgunu olduğumuz için hemen uyuduk. Sabah da kahvaltı sonrası koşar adım oradan uzaklaştık. Şikayetlerimizi bildirerek tabi. Hayatımızın en rezil tatili ve gördüğümüz en kötü oteldi. O zamandan beri, karşıma çıkan her yerde otelle ilgili başımıza geleni yazıyorum ki başkaları da benim gibi aldanmasın diye. Buradan otelle ilgili yorumlara da ulaşabilirsiniz. Şikayetçi olan tek ben değilim. Bu arada Alanya'nın yakıp kavuran sıcaklığı da pişmanlığımızı katlayarak artırdı. 

   Nereden nereye... Ben aslında bebekli tatilden bahsedecekken başka konuya dalıp gittim. 
   Sadede gelecek olursam; büyük oğlumla ilk tatilimize o yaklaşık 4,5 aylıkken çıktık. Güneyde bir yerlerden, kuzeye, taa Ordu'ya kadar yol katettik. İlk durağımız Konya-Akşehir'di. Ardından da Ankara. Bol bol gezip eğlendik. Bu arada Tatile, iki kız kardeşim, annem, eşim ve ben birlikte çıktık. Dolayısıyla bebeğimin bakımı pek bana düşmediği için çok rahat bir tatil geçirdim. Ankara'dan sonra da Samsun ve Ordu'ya devam ettik. Ordu'da bir kaç gün kaldık, Karadeniz'in o muhteşem yeşil manzarası eşliğinde stresimizi attık, rahatladık, bir çuval da fındığımızı yüklenip dönüş yolunu tuttuk. Maalesef bebeğimin diş sıkıntılarının başlaması tam da o zamana denk geldi. Giderken ve tatil boyunca hiç sıkıntı çıkarmayan kuzum, dönüşte çok huzursuzdu. Sık sık mola vererek zar zor tamamladık yolculuğumuzu. 

   Eğer çekirdek ailemle yalnız gitmiş olsam yine de zevk alırdım tatilden. Bebek bakımını eşimle nöbetleşe yapardık. Biraz yorulurduk ama tatilimizin kabusa döneceğini de sanmam. Yani demek istediğim, bebeğiniz normalde çok huysuz bir bebek değilse, yolda fazla sıkıntı çıkarmıyorsa, bebekle tatile gitmekten korkmayın. 

   İkinci bebeğimle ilk tatilimize ise o 9 aylıkken çıktık. Bu seferki tercihimiz, çok sevdiğimiz ve her yıl en az bir kez gittiğimiz Mardin oldu. İtiraf ediyorum, yolculuk zor geçti. Bebeğim illa kucak istiyordu, henüz bebek koltuğuna alışamamıştı. Bu da benim hassas noktam olduğu için kucağıma almak istemiyordum. Onun bolca ağlamaları eşliğinde gidip geldik. Küçük bebeğim hareketlerinin kısıtlanmasından pek hoşlanmıyor, abisine göre daha özgür ve isyankar bir yapısı var. O yüzden koltuğuna oturmayı çok zor kabullendi. Ama bu bile, bizi yolculuklara çıkmaktan alıkoyamadı :) Gezmeyi sevengillerdeniz biz :)

   Memnun kaldığımız oteller ise şöyle:
İkbal Otel-Afyon

Oruçoğlu-Afyon
Bunların ikisi de 5 yıldızlı termal oteller. İkisini de beğendik hem temizlik, hem güleryüzlü hizmet hem de yemekleri açısından. Yalnız İkbal Otel'in daha nezih bir ortamı var, belirtmeden geçemeyeceğim. 

Kaşmir Otel-Bolu : 3 yıldızlı, çok büyük imkanlar sunmayan, ancak ilgili personeli ile güleryüzlü hizmet veren, temiz bir şehir oteli. Bolu'ya gittiğimizde, özellikle de şehir merkezinde olduğu için, tercihimiz Kaşmir Otel'den yana oluyor. Eşimle ben Bolu aşığıyız. Üniversiteyi orada okuduk, sonrasında da orayla gönül bağımızı koparamadık. Tatillerde, yolumuzu bir şekilde Bolu'dan geçirip iki gün de olsa havasını soluyoruz, kökezini içiyoruz. Merkezdeki bir oteli tercih etme sebebimizse, böylece, hem şehir merkezini gezip anılarımızı yad ediyoruz, hem de çevredeki gezilecek yerlere daha kolay ulaşıyoruz. 

   Bebekle tatile çıkarken yanımıza neler almalıyız?
1- Beslenme malzemeleri (Mamalar, mama kaşıkları, biberonlar, suluklar, mama önlükleri, ağız bezleri, emzirme önlüğü, sıcak su için termos)
2- Bebek bakım malzemeleri (Pişik kremi, bebek şampuanı, banyo lifi, ıslak mendil, peçete, alt açma örtüsü, bebek bezi, banyo havlusu, tırnak makası)
3- Sağlık ihtiyaçları ( doktorunuzun tavsiye ettiği ağrı kesici-ateş düşürücü şurup ve fitiller, ateş ölçer, çarpma nedeniyle oluşabilecek morarmaları önlemek için sudocrem tarzı kremler, yara bandı, sargı bezi, vs)



4- Oyuncaklar (çıngıraklar, renkli-resimli kitaplar, diş kaşıyıcıları, renkli-ışıklı-müzikli oyuncaklar,vs)
5- Kıyafetler (deniz tatili yapacaksanız bebek mayosu ya da havuz bezi-bunu kesinlikle tavsiye ederim, şapkalar, çıtçıtlı badiler, çoraplar, penye yelekler ve hırkalar, bir adet triko hırka, pantolonlar, tişörtler, bir adet penye battaniye, vs). Kıyefetlerinin penye olması, teri emmesi ve kolay yıkanıp kuruması açısından çok önemli bence. 



6- Bolca poşet (kirli kıyafetleri, atılacak çöpleri, vs toparlamak için)
7- Bebek arabası (bagajda yer kaplamaması açısından benim tercihim baston puset oluyor)
8- Kullanıyorsanız kanguru

Bunların yanı sıra, araba için hazırlayacağınız ve içinde, arabada güneşlik olarak kullanabileceğiniz bir kumaş parçası, küçük bir yastık ve ince bir minder, iki-üç adet boş poşet ve bir kaç adet yeni oyuncak koyduğunuz çanta da işinize çok yarayacaktır. 

Valizi hazırlarken, malzemeleri kullanım sırasına ve ihtiyaç alanına göre ayrı ayrı poşetleyip öyle yerleştirirseniz ihtiyacınız olanı ararken valizin karışmasını önlemiş olursunuz. Ayrıca, bir adet çıtçıtlı badi, bir adet dış kıyafet, bir adet bez, küçük bir paket ıslak mendil ve bir paket de kağıt mendili birlikte, ayrı bir paket halinde yanınızda bulundurabilirsiniz.

   Bunun dışında, özellikle tatil için, bebek bakım çantasını sırt çantası olarak tercih etmeniz, gezmelerde daha rahat etmenizi sağlayacaktır.

Burada listelediklerim, benim kendi listem. Genel olarak tatil boyunca her türlü ihtiyacı giderebilecek, zor durumda kalmanızı önleyecek şeyler. Siz de kendi ihtiyaçlarınıza göre eklemeler ya da çıkarmalar yaparak kendinize ve bebeğinize rahat, keyifli, güzel bir tatil imkanı oluşturabilirsiniz.

   

Hiç yorum yok: