4 Mart 2016 Cuma

İÇİM ACIYOR, BEBEĞİM YANDI

   Çarşamba akşamı başımıza geldi bu olay. Bebeğim oyuncaklarıyla oynuyordu. Ne zaman yanıma geldi anlamadım, birkaç salise içinde oyuncağını bırakıp yanıma gelmişti. Hemen kahveme baktığını fark ettim. O sırada oğlum mu elini uzatıp kahveyi devirdi, yoksa ben onu engellemeye çalışırken mi devrildi bilmiyorum, hatırlamıyorum. Ama bir fincan kahve yavrumun üzerine döküldü. Anında üzerini çıkarıp soğuk suyun altına tuttum bebeğimi. Yavrum nasıl da dooos dooos diye bağırıyordu. Dooos bebeğime göre soğuk demek. Onun sesi, kendi çığlıklarım hala kulağımda yankılanıyor. Bu sırada büyük oğlum da şoka girmiş bir halde kıpırdamadan, konuşmadan öylece kalakalmıştı. Bir taraftan eşimi arayıp hemen çağırdım. Şehrin bir ucundan eve gelmesi sadece 3 dakika falan sürdü. Nasıl geldiğini açıkçası kendisi de hatırlamıyor. O gelene kadar iki kez daha soğuk suya tuttum yanık bölgesini ve üzerine şeker serptim. Bebeğimi hemen havluya sarıp hastaneye gittik. Acil doktoru baktı, yüzeysel yanık, korkmayın dedi. Aslında ben de derin olmadığını biliyordum ama paniğimin nedeni var engelleyemiyorum. Postun sonuna yazacağım.
   Karnında, uyluğunda ve azıcık da kolunda vardı yanık yer. Karnında 50 kuruş büyüklüğünde iki yerin derisi ben üzerini çıkarırken kalkmıştı zaten. Soğuk suya tutup tutmadığımı sordu doktor. Tuttuğumu söyleyince de çok iyi yapmışsın dedi. Pansuman sırasında bebeğim korktuğu için çok ağladı, ağrısı yoktu, soğuk su ve şeker almıştı ağrıyı. Bandaj yapıldı. Daha sonra her gün pansumana geleceksiniz dendi, birkaç krem ve ilaç verildi, evimize döndük. Eve dönünce bebeğime ağrı kesici verdim, emzirip uyuttum. Tabi yaşadığı acı, şok ve korkunun etkisiyle bölük pörçük, ağlamalarla birlikte olan bir uykuydu. Bense gece boyunca yarasını korumak, sürekli kontrol etmek için neredeyse gözümü kırpmadım.

   Normalde kendi şartlarım içerisinde (evde ayrı bir yardımcım yok, temizlik, yemek, bulaşık, çocukların her türlü ihtiyacı, oyunları vs ile ben ilgileniyorum) son derece dikkatli bir anneyim. Ama buna rağmen bu olay geldi başımıza. Yanlışım var mıydı, o an dikkatsizlik mi yaptım, sürekli kafamda dönüp duran sorular. Ama hayır ben yine de dikkatli davranıyordum. Sadece bebeğim çok hızlı davranmış, gözümü sadece bir an için üzerinden çekmemi fırsat bilmiş ve fincanıma doğru atak yapmıştı. Yani bazen ne yaparsanız yapın olacak olanın önüne geçilmiyor. İşte bu kader noktası. Tüm çabalara rağmen engelleyemediğimiz şeylerin vuku bulduğu nokta. Keşke olmasaydı, keşke yavrumun canı acımasaydı. Ama oldu. Çok daha büyük bir hasarımız olmadığı için Allah'ıma şükrediyorum.

   Şu an bebeğimin hiç ağrısı yok şükürler olsun. Yaramazlıklara aynen devam. Hatta görünüşe göre psikolojik olarak da bir iz kalmamış gibi. Pansumanını da hastanede yaptırmak yerine evde kendim yapacağım. Çünkü kendisine yabancı birinin dokunması onu korkutuyor, ayrıca hastanede kullandıkları kremler de bize verdikleriyle aynıymış, sordum. Dolayısıyla bebeğimi her gün ayrı ayrı korkutmaya gerek yok. Yarasının izi de kalmayacak Allah'ın izniyle. Geçip gidecek, ama benim aklımda ve kalbimde hep bir izi duracak. Ben çocuklarımla ilgili her türlü tedbiri, elimden gelenin en iyisiyle aldığıma inanıyorum ve onları Allah'a emanet ediyorum. Bütün yavrularımız Allah'a emanet.

   Not: 1- Normalde haşlanma tarzı yanıklarda kıyafet çıkarılmadan direk suyun altına tutulur. Bu hem yanma olayını sonlandırmak için vakit kaybolmasın, hem de kıyafete yapışmış deri varsa, o kalkarken etrafına da zarar vermesin diye. Ama ben o noktada, panikle hata yaptım ve önce kıyafetlerini çıkardım. Gerçi banyoya koşarken yaptım bunu ama yine de suya ulaşmak için daha hızlı davranabilirdim.
            2- Hafif yanıklarda, yumurta akı mucizevi bir etki gösteriyor, bunu biliyordum. Ama o an, yumurta akı aklıma gelmesine rağmen dolaptan yumurtayı alıp, kırıp da akını yanık bölgesine sürmeyi bir türlü toparlayamadım kafamda. Tam bir akıl tutulması yaşadım.
            3- Hafif yanıklarda şekeri yanık bölgesine serpip birazcık ıslattığınızda, hızlı bir şekilde ağrıyı alıyor. Prof. Dr. Canan KARATAY bir ara bir programda, şekerin ilk keşfedildiği dönemlerde uyuşturucu olarak kullanıldığını söylemişti. Sanırım o etkisini burada da görüyoruz. Yalnız şeker serptikten sonra herhangi bir şekilde sürtünmeye neden olup, bölgeyi iyice tahriş etmemeye özen göstermek gerekiyor.
            4- Yumurta akı ve şekeri sadece yüzeysel yanıklarda kullanabiliriz. Derin yanıklarda, sağlık hizmetine ulaşana kadar, suyla müdahale dışında herhangi bir işlem kesinlikle yapılmamalı.
Dermatoloji Uzm. Dr. Emine Özge AYABAKAN'ın yumurta akıyla ilgili buradaki  makalesini okumanızı öneririm.

   Benim yanık konusundaki paniğim taa 1985 yılına dayanır. Kardeşim o zaman 15 aylıktı. Tabi annelik bilinci, tedbirler, vs o dönemde, şimdiki kadar derin değildi. Akşam biz odada otururken kardeşim mutfağa geçmiş, ocağın üzerinde duran ve içinde yeni demlenmiş olan çayın bulunduğu çaydanlığı ocağın üzerinden çekmişti. Biz çığlık sesiyle mutfakta bulduk kendimizi. Kardeşim çok kötü şekilde yanmıştı. Ayrıntısını, görüntüyü anlatmayı yüreğim kaldırmıyor. Annem hemen lavaboda soğuk suyun altına tuttu, üzerine bir tüp yanık merhemi boşalttı (evde her zaman bulundururdu). Hastaneye yetiştirdiler. Kardeşim uzun süre hastanede tedavi gördü, ardından ameliyatlar geçirdi. Çok zor zamanlardı bizim için. O gün, o akşam ve sonrasında yıllarca yaşadığımız üzüntü asla unutulur gibi değil. O yüzden, en ufak bir yanık vakası, ailemdeki herkesin aklını başından almaya yetiyor.
 
   Sanırım içimi dökmeye ihtiyacım vardı çarşamba akşamından beri. Belki de o yüzden yazdım bunu, bilmiyorum. Cümleleri de zor toparlıyorum zaten hala. Tedbirlerimizi almayı unutmayalım. Tüm yavrular Allah'a emanet.          

3 yorum:

Gülşah önen dedi ki...

çok çok üzüldüm okurken bile yaşadım bununla atlatmışssınız çok şükür Rabbim herkesin evladını korusun insanın aklı çıkıyor :( geçmiş olsun

annelik indeksim dedi ki...

Amin Gülşah Hanım. Tesekkur ederim.

annelik indeksim dedi ki...

Amin Gülşah Hanım. Tesekkur ederim.